18 Temmuz 2016 Pazartesi

Sihirli Dokunuş: İsmail Ertekin


Bir takımda işler yolunda gitmeyince yöneticilerin direk kapısını çaldığı teknik adamlar vardır. Kapısını açmaya niyetlenen bu teknik adamların yol alması muhtemel yani gitmesi olası şehirler ile farklı bir uyumu olduğu şüphe götürmez. Bahsi geçen teknik direktörlerin gittiği takımlar üzerinde sihirli dokunuşları çoğunlukla olumlu yönde olur. Bazen komadaki takıma hayat verirler, bazense ligin yosunlaşmış yani orta sıralarda mekik dokuyan o ana kadar hiçbir iddiası olmayan takımların var olan dinamiklerini harekete geçirip hedefe oynamasına (Play-Off-şampiyonluk) vesile olurlar. İsmail Ertekin, nam-ı diğer Trapattoni şu sıralarda Bandırmaspor’da otoritelere göre mucizeler yaratıyor. Fakat yaşlı kurdu yakından tanıyanlar söz konusu başarının tesadüf olmadığını çok iyi biliyorlar.

1959 yılında Bursa’da dünyaya gelen İsmail Ertekin, futbola doğduğu şehrin takımında başladı. Sonraki kariyeri Kütahyaspor, Boluspor, Sönmez Filamentspor ve Bozüyükspor diye devam etti. Kısa futbol kariyerinde beş yıl Süper Lig olmak üzere 2. Lig ve 3. Lig’de yani bir bakıma bütün klasmanlarda boy gösterdi. Otuz yaşında futbola veda etti ve 1,5 yıllık tatilin ardından antrenörlüğe başladı. Bursaspor A-takımında ve altyapısında toplam dokuz yıl görev yaptıktan sonra kısa bir Akdeniz turuna çıktı. Rota Adana’daydı ve Nejat Biyediç’in yardımcılığını yapacaktı. Oradaki görevi sadece dört ay sürdü. 1999’un kış aylarında boşa çıkan İsmail Ertekin’e bu süre zarfında çeşitli kulüplerden teklifler geldi. Fakat hoca gelen tekliflerin hepsini reddetti. Artık yardımcı antrenör olarak görev yapmak istemiyordu zira geride bıraktığı dokuz yıllık hocalık kariyerinde hep yardımcı antrenör olarak çalışmıştı. Antrenörlükteki kariyer yelpazesinde genç oyuncular misali altyapıların, alt liglerin tozunu yutmuştu, yani bir bakıma pişme evresini tamamlamıştı. Hoca bu konudaki ısrarını sürdürdü ve tam iki yıl sonra şans kapıyı çaldı. Kapının ardındaki takım Oyak Renaultspor’du. 2001 yılında 3. Lig’de kümede kalma mücadelesi veren Bursa ekibinin başına geçen Ertekin, ilk deneyiminde şüphesiz başarılı bir grafik çizdi ve ligin dibinden aldığı takımı sekizinci sıraya taşıdı.  Yönetime ‘şampiyonluk için bana sadece üç yıl verin’ diyen İsmail Hoca verilen güveni boşa çıkarmayacaktı fakat Bursaspor sevdası yüzünden şampiyonluğu göremeden takımdan ayrılacaktı. Oyak Renaultspor bir sonraki sene ligi düşme potasının 11 puan üzerinde, sekizinci sırada tamamladı.  2003-2004 sezonunun Mart aylarında Oyak Renaultspor’u zirve yarışı içerisindeyken bırakmak zorunda kalan ve Bursaspor’un yolunu tutan İsmail Hoca, sene sonunda hem sevinip hem üzülecekti. Zira iki aylığına yardımcı antrenör olarak gittiği Bursaspor hazin bir sonla küme düştü, Oyak Renaultspor ise şampiyon olup 2. Lig’e yükseldi. Gelen şampiyonlukta şüphesiz İsmail Ertekin’in payı büyüktü, lakin elde edilen başarı üç yıllık birikimin ürünüydü. Bursaspor’un küme düşmesinin ardından İsmail Hoca bir süre dinlenmeye koyuldu.

2004-2005 sezonunun henüz başlarında 3. Lig ekibi Turgutluspor’dan gelen teklif üzerine sahalara dönen tecrübeli teknik adam rüya gibi bir sezon geçirecekti. Göreve geldiğinde Manisa ekibi ligin dibindeydi, kuşkusuz hedef kümede kalmaktı. Fakat tecrübeli teknik adam fazlasını yapacaktı. Yine o bilindik mütevazi ve realist bakış açısıyla yaptığı açıklama kırmızı-siyahlılar için güzel günlerin habercisiydi aslında…
‘Turgutlu’ya güzel futbol oynatmaya geldim. İşimiz zor ama mucize yaratacağız’

İsminin başına Trapattoni koyulmasına vesile olan o sene İsmail Ertekin, Turgutluspor’u şampiyonluğa ulaştırdı. Uçurumun kenarından aldığı takımı, bitime iki hafta kala 2. Lig’e taşıdı. 46 yaşında ilk şampiyonluğuna ulaşan hocaya artık Trapattoni denmeye başlandı. Bunun sebebini Turgutluspor taraftarları, hem İtalyan teknik adama benzerliği hem de elde ettiği başarısı olarak açıklıyor. “Şampiyonluk geldi, dertler bitti” mottosu her zaman olduğu gibi yerini bulmadı. İsmail Hoca, Turgutluspor yönetimiyle anlaşamayarak takımdan ayrıldı. Sonraki yıllarda ülkenin bir zamanlarki payitahtlarında ve Bozüyük civarlarında görev aldı. Fakat buralarda bir türlü istediğini bulamadı. 2008-2009 sezonunun son haftalarında Bandırmaspor’dan gelen teklif üzerine bordo-beyazlıların yolunu tutan Ertekin’in Balıkesir futboluna çağ atlatacağı kimsenin aklının ucundan geçmiyordu. Zira hocaya, her teknik adam gibi gelip geçici sevda gözüyle bakılıyordu. Fakat yaşlı kurt kısa zamanda destan yazacaktı…
2008-2009 sezonunun son döneminde takımın başına geçen İsmail Ertekin’in tek hedefi zirve yapacak takım yaratmaktı. Yaz aylarında takım iskeletini bozmadan eski oyuncularını ve ligin önemli isimlerini kadroya katarak hedef yolunda rengini belli etti. Takıma kazandırdığı isimleri de cüzi ücretlerle Bandırma’ya getirtti. Kademe grubunu Balıkesirspor’un bir puan gerisinde ikinci sırada tamamlayan Bandırmaspor, yükselme grubuna kalmaya hak kazandı. Yükselme grubunda en büyük rakibi Balıkesirspor’a beş puan fark atan bordo-beyazlılar bitime iki hafta kala şampiyonluğu garantiledi. Ayrıca Siirtspor’a çelme takarak ezeli rakipleri Balıkesirspor’un 2. Lig’e yükselmesine vesile oldular. İsmail Hoca’nın başarısı tabii ki buraya kadar değildi. 2010-2011 sezonunda takımı şampiyonluk yarışına sokması kuşkusuz beklenen bir şey değildi. Lakin Kırmızı Grupta Balıkesirspor orta sıralarda mekik dokuyordu ve Ban Ban onlara kıyasla 1. Lig mücadelesi içerisindeydi. Bordo-beyazlılar rüyadan bitime üç hafta kala uyandı ve Yeni Malatyaspor mağlubiyeti sonrası İsmail Hoca görevinden istifa etti. Yaşlı kurdun şampiyonluk için bir ihtimali (Play-Offlar) daha vardı. Fakat Ertekin takıma daha fazla zarar vermek istemediğini belirterek takımdan ayrıldı. Bandırmaspor, Play-Offlarda önce Beypazarı Şekerspor’u, devamında Adana Demirspor’u yenerek finale yükseldi. Finalde hazin bir skorla vizeyi Sakaryaspor’a kaptırdılar. İsmail Ertekin iki yılda şüphesiz Bandırmaspor’a altın yıllarını yaşattı. Kalsa belki de takımı bir üst lige çıkaracaktı veya 1. Lig’i daha erken görecekti ama hoca takımı düşündü ve Balıkesir şehrinde efsane olma yolundaki ilk adımlarını böylece atmış oldu.

2011-2012 sezonunun Ekim aylarında zor durumdaki Oyak Renaultspor’dan gelen çağrı üzerine Bursa’nın yolunu tutan İsmail Hoca, çoğunluğu Bursaspor ve Bursa Amatör Küme takımlarından transfer edilen genç oyunculardan kurulu takımı kümede tutmayı başardı. Bir görevi daha başarıyla atlatan yaşlı kurt yeniden beklemeye koyuldu. 2012-2013 sezonuna amiyane tabirle yedekte başlayan Ertekin, yine gelecek zor teklifleri bekliyordu. O zor teklif Aralık ayında Balıkesirspor’dan geldi. Kırmızı-beyazlılarda teknik direktör Mesut Dilsöz, yönetim ile fikir ayrılığına düştüğünü açıklamış ve görevinden istifa etmişti. Mesut Hoca takımı zirvede bıraktı ve bayrağı taşıma vakti İsmail Ertekin’deydi. Tecrübeli teknik adam şayet Mesut Dilsöz gibi işine karışılır ise Balıkesir’de bir dakika dahi durmayacağını açıklamış, böylece kırmızı çizgilerini açıkça belli etmişti. İsmail Hoca şehre uzak biri değildi zira üç yıl önce Bandırmaspor’u 2. Lig’e çıkarma başarısı göstermişti. Bu aslında İsmail Ertekin’in Balıkesir’de efsane olma yolundaki ilk adımıydı ve bir sonraki adımı, devamında zirve noktasına varışı sadece iki buçuk yıl sürecekti. Dediğimiz gibi Mesut Dilsöz’den aldığı bayrağı muzaffer bir edayla taşıyan kurt hoca Balıkesirspor’u ligin bitimine iki hafta kala şampiyon yaptı. Bu hocanın kariyerindeki üçüncü, Balıkesir’deki ikinci şampiyonluğuydu. Balıkesirspor artık 1. Lig’deydi, yani 38 yıldır hasret duyduğu Süper Lig’in bir klasman altındaydı. İsmail Ertekin takımın iskeletini bozmadan yola devam etti. Yetenekli birkaç yerli oyuncu ve kısa vadede net katkılar sağlayacak üç Afrikalının transfer edilmesini istedi. Yönetime sunduğu rapor çok külfetli değildi, ligin şartlarına nazaran pek cüzi sayılacak ücretlerle takım yaratmaya çalıştı. “Ben bunları istiyorum” deyip köşeye çekilmedi, bazı transferlerde bizzat kendisi rol aldı İsmail Hoca. Sezon başlarken kırmızı-beyazlılar için yapılan yorumlar, düşme potasının etrafında mekik dokuyacakları yönündeydi. Balıkesirspor’un bırakın şampiyonluğu görmesi, Play-offa kalmasına bile ihtimal verilmiyordu. Fakat Balıkesirspor ligin başından sonuna kadar hep zirve yarışının içerisindeydi. Kuşkusuz bu performansları herkesi şaşırttı. Ligin sonuna gelindiğinde kırmızı-beyazlılar, Medipol Başakşehir’in ardından Süper Lige yükselmeyi başardı. Mucize gerçekleşmişti ve 39 yıllık hasret sona ermişti. Balıkesir bir rüya içindeydi ve uyandıklarında kendilerini yine aynı yerde bulacaklardı.

Balıkesirspor, Süper Lig macerasına hayal ettiği gibi başlayamadı. İsmail Hoca kuşkusuz şanssız bir süreç geçirdi ve 10. haftaya gelindiğinde kırmızı-beyazlılar topladığı beş puanla ligin dibindeydi. Ertekin takıma daha fazla zarar vermemek adına yönetimle görüşerek istifasını verdi ve takımdan ayrıldı. İsmail Hoca şehirden ‘Balıkesir futboluna eşik atlatan adam’ olarak ayrıldı. Zira 2,5 yıllık sürede Balıkesirspor’u iki kez şampiyon yapmış, Süper Lig’e çıkarmıştı. Dile kolay 39 seneden bahsediyoruz. Balkes o sezon yani geçen sene küme düştü ancak yaşadığı tecrübe ilerleyen yıllarda sağlam adımların atılmasına vesile olacak. 2014-2015 sezonunun ikinci devresinde Kocaeli Birlikspor’un başına geçen Ertekin, burada görev aldığı yarım sezonluk süre zarfında bir sonraki yılın planlamasını yapıyordu. Kocaeli’deki planlaması yarım sezon değildi, şampiyonluk için yönetimden birkaç yıl istiyordu. Sonuçta buraya şampiyon hoca olarak gelmişti, söz konusu başarı bir süreç sonucunda gelecekti.  Fakat sezon bittiğinde yönetim ile fikir ayrılığına düşen İsmail Hoca ‘şampiyonluk hedefi olmazsa ben yokum’ diyerek takımdan ayrıldı. Şampiyon hoca yaz aylarını sessiz sedasız geçirdi. Aslında teklifler çoktu fakat hoca hedefi  olan bir takıma gitmek istiyordu. Türk Trapattoni’nin kapısı 2015-2016 sezonunun ikinci devresinde çalındı. Kapının ardındaki teklif Balıkesir semalarından geliyordu. Fakat bu seferki teklif Balıkesirspor’dan değildi. 2. Lig’de zirve yarışından kopan, Play-Off potasından uzaklaşan Bandırmaspor, eski sevgili misali İsmail Ertekin’in kapısına dayanmıştı. Balıkesir’in yeri Ertekin’de başkaydı zira gelen teklifi hiç düşünmeden kabul etti. Bandırmaspor hoca değişikliğine gittiğinde Play-Off’un altı puan uzağındaydı. Ertekin ile havaya giren Ban-Ban önce Orduspor’u evinde, sonra Nazilli’yi deplasmanda yenmeyi başardı. Bir sonraki hafta evinde Hacettepe’ye 3-2 mağlup olsalar da sonuç kaza olarak yorumlandı. İlerleyen haftalarda potadaki en önemli rakipleri olan Sarıyer ve Menemen Belediyespor’u geçen Bandırmaspor, artık Play-Off’un içinde ve rahat konumdaydı. Geçtiğimiz hafta evinde Bugsaşspor ile 1-1 berabere kalan bordo-beyazlılar, ligin bitimine iki hafta kala Play-Offa kalmayı garantiledi. Ertekin’in sihirli dokunuşu sonrası Ban-Ban pota için yarışan en yakın rakibi Menemen Belediyespor’a sekiz puan fark attı. Geriye kalan iki maç Play-Off’un provası olacak gibi duruyor.

57 yaşındaki futbol adamı İsmail Ertekin’in doğduğu Bursa yerine bambaşka bir şehirde efsane olması kuşkusuz kariyerini farklı kılıyor. Balıkesir şehrinde iki farklı takımda üç şampiyonluk yaşadı. Normalde Balıkesirspor ve Bandırmaspor taraftarları arasında ezeli bir rekabet vardır. Ezeli rekabetlerde takımlar arasında yaşanan transferler pek hoş karşılanmaz, oyuncu şayet karşı takıma transfer olmuşsa hain ilan edilir. Fakat İsmail Ertekin şehre tattırdığı zaferler, dik duruşu ve karakteriyle bu yapıdan sıyrılıyor. Balıkesir’de, Bandırma’da herkes tarafından seviliyor, sayılıyor. Ertekin şu sıralarda da Bandırmaspor ile 1. Lig’e yükselme mücadelesi veriyor. Şayet buradan bir şampiyonluk daha çıkarırsa Balıkesir’e heykelini dikmek farz olacak gibi duruyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder