20 Ocak 1989 futbolumuzun en acı
tarihlerinden bir tanesi kuşkusuz. Samsunspor kafilesinin Malatya yolunda
geçirdiği trafik kazasının üzerinden tam yirmi altı yıl geçti. Uzun yıllar
geçmesine rağmen Samsun halkının acısı hala taze, elim kaza halen daha
hafızalarda. İki yıl önce altliglerblogspot’ta “Asfaltın Kan Ağladığı Gün”
başlıklı yazıyı biraz değiştirip tekrar güncel hale getirmek istedim.
Söze Emin
Kar’ın şu cümleleriyle başlayalım:
“O günü unutmak, o günü tarif etmek çok
zor. Kazayı saniye saniye yaşadım. Ancak kaza anındaki o üç saniyeyi yirmi altı
yıldır unutamıyorum.”
Seksenlerin ortası Samsunspor’un altın
yılları. 1984-1985 sezonunda 2. Lig C Grubu’nda şampiyon olan Samsunspor 1.
Lig’e terfi eder. Bir sonraki sene beklentilerin üzerine çıkan
kırmızı-beyazlılar, evinde Fenerbahçe’ye dört atar, Beşiktaş’tan iki maçta da
puan alırken iç sahada Galatasaray’ı elinden kaçırır ve ligi üçüncü sırada
tamamlar. Kadroda Fatih Uraz, Rıfat Benli, Orhan Kapucu, Muzaffer Badalıoğlu,
Emin Kar ve bir sonraki sene Galatasaray’a imza atacak Savaş Demiral ve kral
Tanju Çolak gibi önemli isimler vardır. 1986-1987 sezonunda da aynı başarıyı
gösteren kırmızı-beyazlılar Galatasaray ve Beşiktaş’ın ardından ligi üçüncü
sırada bitirip Balkan Kupası’na katılmaya hak kazanır. Takımın en değerli ismi
Tanju Çolak sezon sonunda –Samsunspor’da 145 maçta 108 gol atan- Galatasaray’a
transfer olur. Bir sonraki sezon Tanju Çolak ve Savaş Demiral’in yokluğunda
nasıl bir performans sergileyeceği merak konusu olan kırmızı-beyazlılarda
sahneye Yücel Çolak çıkar. Ağabeyi Tanju Çolak’ın yokluğunda rakip ağlara on
dokuz gol yollayan Yücel Çolak, kalesinde olağanüstü işler yapan Fatih Uraz,
defans hattında Muzaffer Badalıoğlu, Emin Kar ve Jovanovski, genç yetenek Kasım
Çıkla, orta sahada Namık Yüksel, ileri uçta Mete Adanır ile ligde müthiş işler
çıkartan Samsunspor sezonu dördüncü sırada tamamlar. Öte yandan Balkan
Kupası’nda da mücadele eden ekibimiz ilk iki maçından puan alamaz. Maçların
ikinci ayağını üst üste iç sahada oynayan kırmızı-beyazlılar Bulgaristan ekibi
Sliven’i 3-2, Yunanistan temsilcisi Iraklis’i 6-1 yener ancak grubu ikinci
sırada tamamlar ve kupaya veda eder. Samsunspor aynı sezon Türkiye Kupası’nda
finale yükselir. Finalde Sakaryaspor ile karşılaşan Samsunspor ilk maçı 2-0
kaybeder. İkinci maçta kalesinde erken gol yiyerek demoralize olan kırmızı
beyazlılar skoru 1-1’e getirir ancak devamını getiremez ve kupayı Sakaryaspor’a
kaptırır. O dönem Başbakanlık Kupası lig ikincileri ve Türkiye Kupası
ikincileri arasında oynanıyordu. Samsunspor için dördüncü kulvar Başbakanlık
Kupası’dır ve rakip Metin-Ali-Feyyaz’lı hatta Samet-Rıza-Sinan’lı Beşiktaş’tır.
Samsunspor Yücel Çolak’ın artarda attığı gollerle 2-0 öne geçer. Ancak ikinci
yarıda skor avantajını koruyamayan kırmızı-beyazlılar Beşiktaş’a 3-2 mağlup
olur ve bir bakıma kupayı kıl payı kaçırır.
1988-1989 sezonu öncesi Samsunspor’da
hedefler ve umutlar büyüktür. Yeni sezona Malatyaspor beraberliği ile başlayan
Samsunspor, ilk galibiyetini ligin üçüncü haftasında Adanaspor’a (3-0) karşı
alır. Ligin ilk yarısında Beşiktaş’tan ve Fenerbahçe’den puan alan
kırmızı-beyazlılar aynı zamanda o sezon Fenerbahçe’den İstanbul’da puan alan
tek takım olur. Takım ilk yarıyı on dokuz puanla on üçüncü sırada tamamlar.
Devre arası kampı İskenderun’da yapılır. Kamp bitiminde şehre uğranır. Malatya
deplasmanı öncesi amaç oyuncuların yoğun kamp sürecinden sonra nefes alması ve
aileleriyle vakit geçirip moral bulmasıdır. 20 Ocak sabahı takım yola çıkmak
için hazırlanır. Hava kapkaradır tıpkı o gün yaşananlar gibi. Şehri kara kara
bulutlar kaplamıştır. Stoper Muzaffer, o sabah dört yaşındaki çocuğuna sarılıp
sessiz sedasız evinden çıkar. Olay sonrası eşinin anlattığına göre Muzaffer o
sabah yaşanacakları adeta hissetmiş ve hiç bu kadar tedirgin bir şekilde evden
çıkmamıştır. Takım hazırdır ve yola çıkılır. Takım tamamdır ancak bir şeyler
eksiktir sanki. Ekonomik açıdan durumu hiç de fena olmayan Samsunspor’u taşıyan
takım otobüsü 71 model, koltukları eski ve yerlerine sabit bile değildir.
Yolculuk bir hayli neşeli başlar. Futbolcular şoför Asım Özkan’a otobüsü daha
hızlı kullanması yönünde şakayla karışık tezahüratlar yapar. Asım Özkan
futbolculardan ilham olacak ki çok hızlı gidiyordur. Renkli kişiliğiyle tanınan
şoför Asım Özkan futbolcularla yaptığı şakayla karışık sohbetlerinden birinde
aynen şöyle demiştir; “Ben kaza yapmam ama yaparsam çok az canlı kalır”… Hava
daha da bozuluyor, kar şiddetini artırıyordur. Futbolcuların ısrarı üzerine
hızını alamayan şoför “Yol kenarındaki benzinlikte zincirleri çıkartalım” der.
Gerekçesi ise otobüsün hızını yavaşlatıyor olmasıdır. Zincirler çıkartılır ve
acı sona doğru ilk adım atılmış olur. Azrail yavaş yavaş seyirci koltuğunda
yerini almaya başlar. Havza ilçesine yaklaşan takım otobüsü karşıdan gelmekte
olan şeker yüklü kamyon ile çarpışır. Otobüs acı çığlıklar içinde şarampole
yuvarlanır.
Mete kafasını tavana vurmuş, Erol’un
kolu kapıya sıkışmış, Fatih arka camdan dışarıya uçmuş, Mustafa kaportaya
sıkışmış, Erol aracın en önünden arkaya kadar sürüklenmişti. Teknik direktör
Nuri Asan ise aracın ön camında sıkışmıştı. Samsunspor kafilesiyle aynı
gün yola çıkan Çarşambaspor teknik ekibinden Cemil Cengiz o günü; “ Yolculuğa
kardeşlerimizle beraber başlamıştık. Samsunspor otobüsü bir anda gözden
kayboldu. Şoför isterseniz onlara yetişebilirim dedi. Ben ise hava kötü olmaz
dedim. Havza çıkışında şoka uğradık. Samsunspor otobüsü şarampole
yuvarlanmıştı. Futbolcuların hepsi sağa sola yığılmıştı” diye açıklıyor.
Havza’da herkes şoktaydı. Kazadan az bir süre sonra olay yerine ulaşan
Çarşambaspor kafilesinin büyük uğraşları sonucunda yaralılar hastaneye
kaldırılır. Hatta o gün Çarşambaspor’lu futbolcular olmasaydı ölü sayısı daha
da çoğalabilirmiş bir kaynağın açıklamasına göre. Yaralıları hastaneye
götürmekte olan ambulansta yol üzerinde kaza yapar. Aksilikler ardı ardına
yaşanmaktadır. Hatta Fatih Uraz’ın bu yaşanan olayla ilgili “Dereyi geçip az
daha çayda boğuluyorduk” açıklaması var. Yaralılar hastaneye kaldırılırken
hayatını kaybedenlerin isimleri de yavaş yavaş belli olur. Ligin on yedinci
haftasında takımın başına geçen teknik direktör Nuri Asan, stoper Muzaffer Badalıoğlu,
forvet Mete Adanır ve şoför Asım Özkan kazada hayatını kaybeder.
Acı haber Samsun’a
ulaştığında şehir yasa boğulur. Havza’da dükkanlar kepenk indirir. 20 Ocak
sabahı şehrin üzerine düşen o kapkara bulutlar günlerce şehri terk etmez.
Samsun halkının acısı tarif edilemezdi. Bir Samsunspor taraftarı yaşadıkları
acıyı şöyle anlatıyor: “Evimizde televizyonumuz vardı,
ama haberleri radyodan dinliyorduk. Çünkü yaşananları görecek halimiz
kalmamıştı”
Kazadan sonra yoğun bakıma alınan
Yugoslav futbolcu Tomic beş ay süre kadar bitkisel hayatta yaşamaya başlar.
Tedavisinde gelişme kaydedemeyen Tomic’in ailesi çocuklarını Yugoslavya’ya
götürmek ister. Doktorların yerinden dahi kıpırdamamalı dediği Tomic İstanbul’a
getirilir. Yugoslav oyuncu ülkesine gidemeden bitkisel hayatının yüz elli
altıncı gününde hayata gözlerini yumar. Takım kaptanı Emin Kar felç olmuştur.
Fatih Uraz’ın kaburgaları kırılmış, Yüksel feci yaralanmış ve Kasım ise
haftalarca hastaneden çıkamamıştır. Bazı oyuncular ise aklını kaybetmiştir. Takımın
bir diğer Yugoslav oyuncusu Nasir Beadini günlerce hastanede müşahede altında
tutulmasına rağmen iyileştikten sonra iki yıl daha meşin yuvarlak peşinde
koşar. Havza’da Azrail’in elinden kaçan Beadini bu sefer kendi aracıyla trafik
kazası yapar. Ancak bu seferkinde önceki kaza gibi şans yanında olmaz ve
hayatını kaybeder. Birkaç sezon önce Galatasaray’da forma giyen Lorik Cana’nın
babası da o sene Samsunspor forması giyiyordu. Kaderin cilvesi mi bilinmez Cana
sakattı ve Malatya’ya götürülmemişti. Kazayı sakatlığı nedeniyle görmemişti
Arnavut oyuncu. Türkiye Liglerinin yükselen değeri Samsunspor, yaşanan bu üzücü
olay sonrasında ligden çekilme kararı alır ve ligin ikinci devresinde oynanacak
olan maçlara çıkmaz. Takım o sezon özel statüyle ligde tutulur. Kazanın yani o
günün sembolü olarak kırmızı-beyaz olan renklerin yanına siyahta eklenir. Başta
Samsun halkı ve tüm ülke genelinde Samsunspor için yardım toplanır. Samsun’da
kumbaralar kırılır, kulübe bağışlanır. Dönemin cumhurbaşkanı Turgut Özal takıma
sahip çıkar ve toplamda dört milyon yardım parası toplanır. Dönemin önemli
futbol adamları da Samsunspor’a yardım etmek için hazır kıta bekliyordur. Eski
Samsunsporlu futbolcu Tanju Çolak “Galatasaray izin verirse bir sezon
Samsunspor’da forma giyerim” diyerek eski kulübüne vefa borcu olduğunu dile
getirir. Beşiktaş teknik direktörü Gordon Milne “Samsunspor’a her türlü yardımı
yapmaya hazırız, isterlerse futbolcu verebiliriz” diyerek tıpkı Tanju Çolak
gibi vefa örneği göstermiştir. Yaşananlardan sonra oyuncuların birçoğu
futbolu bırakmıştır. Futbol yaşantılarını sürdürenler de eski performanslarının
çok uzağında görüntü çizmişlerdir. Kazadan sonra birçok futbolcunun hayatı
değişir. Kiminin yuvası yıkılır, kimisi intiharın eşiğinden döner. Bir
röportajında, kaza sonrasında yeşil sahalara dönme hayali kurduğunu dile
getiren Emin Kar “Bana hastalığım hakkında uzun süre bilgi verilmedi. Sürekli
ameliyatlar geçiriyordum. Felç kaldığımı öğrendiğimde futbol oynayamayacağım
için intihar etmeyi bile düşündüm. Eşim bana çok destek oldu.” Demiş. Kaleci
Fatih Uraz ise bir belgeselde “Yaşananları unutmak çok zor. Ancak ben kazadan
sonra hiçbir şey hatırlamıyordum. Kazadan bir buçuk yıl sonra Adana Demirspor
forması giyerken uçak tam kalkarken motor arızalandı. Uçakta Samsun’da
yaşadığımız facia gözlerimin önüne geldi.” açıklaması yapmıştır. Kazadan bir
yıl sonra Samsunspor’a yapılan tesislere kazada hayatını kaybeden teknik
direktör Nuri Asan’ın adı verilir. Kazanın izlerini uzun yıllar üzerinde
taşıyacak olan Samsunspor, 1989-1990 sezonunda 1. Lige tutunamayarak küme
düşer.
Hani bazı takımlar için “mazisini
arıyor” derler ya, Samsunspor o kulüplerden biri. 80’li yıllarda üç büyüklere
kafa tutan kırmızı beyazlılar geçirdikleri kaza sonrasında bir türlü o eski
günlerine geri dönemedi. Trabzonspor sonrasında Anadolu’daki ikinci devrim
belki de o dönem Samsunspor ile yapılabilirdi. Fakat olmadı. Kırmızı-beyazlı
taraftarlar her şeye rağmen takımlarına destek vermeye devam ediyor. Taraftarlar
her sezon pankartlar ve kareografilerle o hazin günü anmaya çalışıyor. Kazanın
yirmi altıncı yılında futbol şehitlerimiz Nuri Asan, Mete Adanır, Muzaffer
Badalıoğlu ve Zoran Tomic’i anmak istedik. Ayrıca futbol yolunda kaybettiğimiz
diğer şehitlerimize de selam, ruhları şad olsun.
Teknik Direktör: Nuri Asan (Vefat
etti)
Futbolcu: Muzaffer
Badalıoğlu (Vefat etti)
Futbolcu: Mete Adınar
(Vefat etti)
Futbolcu: Zoran Tomic
(Vefat etti)
Otobüs Şoförü: Asım Özkan
(Vefat etti)
Futbolcu: Erol Dinler
(Yaralandı, malulen emekli)
Futbolcu: Emin Kar
(Yaralandı, malulen emekli, Samsunspor başkanı)
Futbolcu: Fatih Uraz
(Yaralandı, futbola devam etti., Zaman Gazetesi yazarı)
Futbolcu: Şanver Göymen
(Yaralandı, futbola devam etti. Euro-96 kadrosunda yer aldı)
Futbolcu: Orhan Kılıç
(Yaralandı,malulen emekli)
Futbolcu: Ercan Koloğlu
(Yaralandı)
Futbolcu:Uğur Terzi
(Yaralandı)
Futbolcu: Caner Yılmaz
(Yaralandı)
Futbolcu: Kasım Çıkla
(Yaralandı, futbola devam etti)
Futbolcu: Ercan Kol
(Yaralandı,futbola devam edip, Samsusnpor’da futbolu bıraktı.)
Futbolcu: Mustafa Sinecek
(Yaralandı, futbola devam etti)
Futbolcu: Yüksel Öğüten
(Yaralandı, bir müddet daha futbol oynadı)
Futbolcu: Burhaneddin Beadini
(Yaralandı, futbola devam etti)
Futbolcu: Nasır Beadini
(Yaralandı, birkaç yıl futbol oynadı, başka bir trafik kazasında hayatını
kaybetti)
Futbolcu: Hakkı Bayrak
(Yaralandı, futbola devam etti)
Malzemeci: Halil Albayrak
(Yaralandı, malulen emekli)
Masör: Mahmut Çalış
(Yaralandı,malulen emekli)
Kulüp Müdürü: Yüksel Özan
(Yaralandı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder